Maire Claire Maison Eylül sayısında biz de varız....
- Farm to Fork
- 20 Eki 2022
- 2 dakikada okunur

Küçükken annemizin anlattığı "Lily ve Pethy" hikayesinden ortaya çıkan marka adımız tıpkı anlatılan hikayede olduğu gibi iyi ve doğrunun peşinde...
Küçükken anlatılan hikayelere göre hepimiz hayatta kendimize roller belirleriz, hayatta ideal insan olmak için hikayelerde hep doğru ve yanlışlar olur, ebeveynler çocuklarına kahramanlar yoluyla hayatı kendilerince anlatmaya çalışırlar.
Bizim hikayemizde ise Lily çoğu zaman haylaz annesinin yaptığı yemekleri yemeyen yaramaz çocuk olur, Pethy ise annesini üzmeyen ideal kız çocuğu...
Mutlu sonla biten her hikaye de olduğu gibi ,büyüyen Lily artık mutfak sanatlarıyla ilgilenmeye başlar. Kendi topraklarında artizan yöntemlerle ailesinin emek emek işlediği ürünleri herkese şifa olması için “farm to fork” anlayışı ile buluşturmaya karar verir…

Farm to Fork mantığıyla oluşan markamız temelde ,artizan yöntem kullanarak doğanın en kıymetli hediyelerini kimyasal hiçbir ekleme yapmadan zehirlemeden, dokusunu bozmadan, şifasını koruyarak müşterilerimize ulaştırıyor.
İncir ve zeytin denince ilk akla gelen Aydın, Nazilli’de bahçemizden topladığımız ürünleri köydeki teyzelerimizin kadim bilgileriyle sevgi ve emekle işliyoruz.
Farm to fork anlayışı aslında anneanne ve babaannelerimizin bildiği bir yöntem, kökenlerimize iner ve bu bilgilerden faydalanırsak son zamanlarda hepimizin uzaklaştığı toprağa o kadar yaklaşacağız ve saygı duyacağız…
Ailemizin toprakla olan bağı küçüklüğümüzden beri vardı, benim toprakla olan bağım ve markayı kuruşumuz aslında yediğim şeftali tohumunu dikmekle başladı…
Ben toprağa bir hediye vermiştim fakat o her mevsim bana hediye ile gelmişti. Bir şeftali bin şeftali olmuştu…
Daha sonra zeytin ve incir dolu olan bahçemize yeni renkler eklemeye karar verdim ve Farm to Fork yolculuğum başladı; nar , domates, biber, zeytin , incir bunlardan başlıcaları …
İklime ve toprak dokusuna uyum sağlayarak ektiğimiz ve iyi tarım yöntemleri ile geliştirdiğimiz ürünlerimiz; yazın ve baharın coşar birazı yaz sofralarımıza kalanı da , eylül ayında salçaya, erişteye, domates sosuna dönüştürülür kış sofralarımıza misafir olur.
Markamızın değer verdiği konular toprağa uyum ve geleneksellik…
Toprağın içinde olduğumuz zaman diliminde bize verdiği ürünün şifasını almak, doğru yöntemlerle dönüştürmek ve sunmak en önemli noktalardan…
Örneğin; iyi tarım uygulaması ile bahçemizde yetiştirdiğimiz domateslerimizi ağustos ayında topluyor ,anneannemizin reçetesi ile kaya tuzundan başka hiçbir katkı maddesi koymadan , sabrederek güneşten şifasını almasını bekliyoruz.
Unuttuğumuz geleneklerimize bağlı kalmak ve bunu mutfağa taşımakta bizleri belki de hepimizin özlemini çektiği o uzun sofralara götürüyordur… Yöremize ait düğün ve özel günlerde bizi bir araya getiren geleneksel lezzetimiz Aydın yuvarlamasını toprağın mucizesi zeytinden ilham alarak şekil veriyoruz.
Comments